Hikayemiz
1800'lü yıllarda Hizan Gayda Dergahı'nda sadece misafirler için üretilen Hizan Karakovan Balı, asırlar boyunca kendine özgü üretim yöntemleriyle bilinir. Bu bal, özel dokusu ve eşsiz lezzetiyle tanınmaktadır. Yıllar geçmesine rağmen, üretiminde herhangi bir değişiklik yapılmamış ve hala aynı geleneksel yöntemlerle üretilmeye devam etmektedir.
Hizan Gayda Dergahı'nın bu özel balı, bölgenin doğal florası ve arıların bulunduğu çevrenin benzersiz özellikleriyle üretilir. Hizan'ın iklimi, bitki örtüsü ve coğrafi konumu, balın eşsiz aromasını ve lezzetini belirleyen önemli faktörlerden biridir. Arılar, bu doğal çevre içinde özgürce dolaşarak özel karakovan ballarını üretirler.
Hizan Karakovan Balı'nın üretim süreci, geleneksel yöntemlerle titizlikle yürütülür. Arıların serbestçe dolaşabileceği özel arılıklar bu balın kalitesini belirler. Bal hasat edildikten sonra özel tekniklerle işlenir ve sonunda misafirlerin beğenisine sunulur. Bu süreç, Hizan Gayda Dergahı'nın mirasını ve misafirperverliğini yansıtan önemli bir gelenektir.
Hizan Karakovan Balı, bölgenin doğal zenginliklerinden yararlanarak üretilen eşsiz bir lezzettir. Bu bal, misafirlere sunulan özel bir hediye olarak kabul edilir ve asırlardır aynı özenle üretimi sürdürülmektedir. Bu uzun geçmiş, Hizan Gayda Dergahı'nın geleneğine ve kalitesine olan bağlılığın bir göstergesidir.
Hikayemiz inancı tam itikadı temiz aile büyüklerimizin 1800’lü yıllardan itibaren ayet ve hadislerle övülmüş olan her derde deva balı, el değmemiş bir coğrafyada üretmek istemesiyle başladı… Teknoloji henüz gelişmemiş, sanayi dünyanın altını üstüne getirmemişti! Havamız egzoz gazıyla, insanlarımız sahtekarlıkla, topraklarımız suni gübre ve zirai ilaçlarla tanışmamıştı. Allah’ın yarattığı muhteşem yaratıklardan biri olan arıların Bitlis’in Hizan yaylalarındaki binlerce çiçek türünden dans ederek, güle oynaya topladığı bal aile büyüklerimizle birlikte zamanla tüm bölge halkının vazgeçilmez şifa kaynağı haline geldi. Coğrafyamızın zorluğu ilk günkü doğallığının korunmasına yardımcı oldu. Birçok bölge sanayiye ve teknolojiye yenik düşerken bizim arılarımız bu olumsuzluklardan adeta korunarak organik bal üretmeye devam etti. Ailemizden miras olarak aldığımız bu şifa kaynağını yalnızca akrabalarımız ve arkadaşlarımızla paylaşırken tüm ülkenin hatta insanlığın hizmetine sunmaya karar verdik. Bu karar bizim için kırılma noktası oldu. Öyle ya havamız hala temiz, topraklarımız kimyasallardan hala uzaktı. Tüm insanlığın bu nimetten nasiplenmesi gerekirdi… Sonra üretimimizi artırdık 500 kovana ulaştık. Balımıza hile hurda katmadan, katkı maddesi kullanmadan… Ve en prestijli uluslararası yarışmalara katıldık. Saflığımızı, doğallığımızı tescil ettirdik ve Orta Doğu’nun en iyi balı seçildik… Şimdi dünyanın en prestijli laboratuvarlarından aldığımız analiz raporlarımızla ve ödüllerimizin kazandırdığı haklı gururla, aşkla daha da iyisini hedefliyoruz. Bugün ve yarın hikayemiz dilden dile dolaşsın hiç bitmesin istiyoruz… |